top of page

H'an

  • Yazarın fotoğrafı: Elif Leyal
    Elif Leyal
  • 8 Eki 2020
  • 2 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 27 Kas 2020

Buğulu bir yaz gecesi, bir damda leyl-i afaka karşı oturmaktaydım

Bir rüzgâr esti, bir sarhoş bağırdı da “dertlidir” dedim, aldırmadım

Siyah kadifenin üzerindeki yıldızları ve dolunayı seyre daldım

Sokaklar, evler, insanlar ve zaman uykudayken

Yüreğimden hüznü ve kederi kaldırdım

Yalnız derin bir huzur, dalga dalga

İçime yayılan, içimde yayılan

Derken biri çıkageldi


Bir yolcu,

Esrarıyla geldi

Sırtında yalnız bir hırka,

Kurumuş dudaklarında bir ıslık

Elleri ceplerinde, gözleri kısık

Aşağıdan bana seslendi

“Boş odan var mıdır?”

Bana seslendi

Bana

Hancıya


Bir yolcu

Han arayan

Hancı arayan

“Olmaz mı var”

“Oda bulunur elbet,

Hele sen gel şöyle otur”

Oturdu

Leyl-i afaka karşı oturdu

Sarhoş bir daha bağırdı

Aldırmadık


Bir yolcu

Yanımda oturan

“Nereden geliyorsun” dedim

“Anamın rahminden” deyiverdi

“Oranın sıcaklığından sonra bu damda üşüyorum”

Sırtında incecik hırkasıyla bir yolcu

Benim hanımda

Üşüyorsa

Kalktım, iki battaniye iki kadeh bir şişe getirdim

Yolcu battaniyeyi sırtına geçirdi usulca

Ben kadehlerimizi doldurdum

Birkaç damla geceyle

Dudaklarımızı ıslatmaya bile yetmedi

Aldırmadık


Bir yolcu

Adını bilmediğim

Delicesine merak ettiğim

Fakat sormak istemediğim

Baksam anlarım ben

Yılların hancısıyım

Saçları kırçıllı, yaşı kırklı

Yorgun bir ritimle inip kalkıyor göğsü

Dudaklarındaki gülümseme tek süsü

Kısık gözleri ufka kilitlenmiş

Benden yana bakmıyor

Burada ama burada değil,

Burada, benim yanımda

Burada değil benim hanımda


Bir yolcu

Susuyor

Susuyoruz

Susadıkça

Yudumluyoruz

Soruyorum

Sessizliği bozarak

“İstikamet nere?”

Gözlerini ufuktan ayırmadan

Yarım ağız yanıtlıyor beni,

Yanıttan çok mırıltı gibi

“Ümit ki cennet” diyor

“O hepimize gerek”

“En nihayetinde

Cennetine varmalı

Her nefis”

“Hancıların cenneti olur mu?” diyor

“Bu ne küstahlık!” demiyorum

Benim hanımda bana cennet biçiyor

“Niçin olmasın ya,

Cennete varmak için illa yolculuk mu etmek gerek?”

Haddini biliyor, susuyor

İsabet oldu,

Düşünüyorum,

Cennetine kavuşan ben hancı

Düşüncesi bile güzel

Düşüncesi

Düşünceli

Hancı düşünceli

Yolcu düşünceli


Bir yolcu

Bu defa o sordu

“Hancı bildin mi şu sarhoşu?”

Bağırıp duran geceden beri, kaldırımda

“Tanımıyorum” dedim

Tekrar sustu

Yeter sustuğu

“Sen tanıyor musun?”

“Yoldaşımdır” dedi

“Olamaz” dedim

“Omuz omuza yürür yoldaşlar

Biri düşerse diğeri haya eder yola devam etmeye,

Sen

Bir handa

Gece içiyorsun

Kadehinden yudum yudum,

O, kaldırımda

Sürünüyor,

Bağırıyor,

Ağlıyor

Ne o senin yoldaşın

Ne sen onun badenuşu

Değilsiniz aynı yolun yolcusu”

Güldü,

Ne garipti gülüşü

“Damdakiler yoldaş deyince kaldırımdakilere

Kaldırımlar utanır yalanın büyüklüğünden de sarhoşlar inanır ya

Yıllar yılı damdakiler, sarhoşlara böyle hükmetti ya”

Sarhoş tam o anda bağırdı,

Daha doğrusu bir çığlık attı

Yolcu aldırmadı

Ben…

Söz bitti

Sustuk yine


Bir yolcu

Ansızın konuştu

“Bana müsaade” kalktı

“Müsaade senindir” dedim

Gecenin iliklerime işleyen buğusu

Nihayet dağılmıştı

Güneş buğuya inat

Nazlı nazlı, ılık ılık

Doğdu üzerimize

Ben neyse de

Yolcumu

Sarhoşu

Isıttı


Bir sarhoş

Köşede sızıp kalmış


Bir Yolcu

H’andan ayrılmış

 
 
 

Comentarios


Yeni Yazılardan Haberdar Olmak İçin:

Thanks for subscribing!

İki Satır Da Siz Bırakın

Yakında Görüşürüz!

Tüm hakları saklıdır İzinsiz kopyalanamaz.

bottom of page