Transhümanizm Üzerine
- Elif Leyal
- 11 Nis 2021
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 25 Eyl 2023
Bu yazı Alarga'nın 12. toplantısında yaptığım sunumun çıktısıdır.

Teknoloji milenyumun başından beri önü alınamayan bir şekilde gelişmektedir. Neredeyse sabah üretilip akşam hayatımıza girmiş bulunan yeni nesil cihazlar dört bir yanımızı sarmış durumda. Bununla birlikte bilim dünyasında çağ kapatıp çağ açan gelişmeler, insanlık için her şeyin mümkün olduğu fikrini akıllara getirmekte. Elbette bu gelişmelerin farklı kesimler tarafından farklı algılandığı bir gerçek. Özellikle Covid-19 virüsünün tüm dünyayı etkisi altına aldığı süreçte, oldukça tartışmalı bir terim sıklıkla gündeme gelmeye başladı: Transhümanizm. Son yıllarda artan biyoteknoloji ve genetik, nörobilim, tıp teknolojileri, moleküler biyoloji, yapay zekâ ve sibernetik bilim uygulamaları transhümanizm kavramının yükselişine ivme kazandıran alanlardan yalnızca bazılarıdır. Transhümanizm bağlamında yapılan çalışmalar ve uygulamalar hem doğa bilimlerini hem sosyal bilimlerin kapsamı ile doğrudan ilişkilidir. Bu yazıda söz konusu ilişkiler ele alınacaktır.
Öncelikle nedir transhümanizm? Homo sapiens türünün "yetersiz" olduğu ön kabulüne dayanarak insanın fizyolojik/biyolojik, bilişsel ve sosyal açıdan geliştirilebileceğini -başka bir tabirle güncellenebileceğini- savunan felsefedir. Tarih başlangıcından beri insanların hayallerini süsleyen ölümsüzlük, transhümanizmin ortaya çıkmasında oldukça etkili olmuştur. 17. yüzyılda Newton'un mekanik alanında yaptığı keşifler, dünyanın devasa bir makineden ibaret olduğu fikrini doğurmuş, aydınlanma çağı ile birlikte insanın da mekanik bir yapıya sahip olabileceği fikri gelişmiştir. Özellikle Endüstri Devrimi’nden sonra gerçekleşen sanayileşme hareketleri, üretime endeksli insanın optimize edilmesi fikrini desteklemiştir. Transhümanizm fizyolojik bağlamda, esas olarak DNA ve genetik bilimindeki çalışmaları ve mekanik gelişimleri temel almaktadır. Çita gibi hızlı olabilmek için mekanik bacak eklentileri yahut yarasa gibi iyi duyabilmek için kulağın içine yerleştirilen cihazlar, insan bedeninin zafiyetlerini ortadan kaldırmaya yönelik faaliyetlerden bazılarıdır. Bunlara ek olarak Neurolink başta olmak üzere, zihinsel kapasiteyi geliştirme amacı taşıyan ve yapay zekâ ile desteklenen pek çok çalışma günümüzde tüm hızıyla sürmektedir. Bu çalışmalar şimdilik halihazırda sahip olduğumuz bedenlere teknolojik uzantılar ekleme suretiyle devam etse de insan bedenini tamamen ortadan kaldırmadan transhümanizmin tam olarak gerçekleşmeyeceği düşüncesi oldukça yaygındır. Yapay bedenler üretilmesine zemin hazırlayan bu düşünce, her türlü biyolojik kısıtlamadan uzak yeni bir insan tipinin önünü açmaktadır. Transhümanistler, öngörülen insan tipinin- yani transhüman’ın- daha zeki, daha duyarlı, daha sağlıklı ve daha uzun ömürlü olacağını düşünmektedirler. Bununla birlikte transhümanizm her ne kadar gelişme olanakları bakımından oldukça zengin olsa da pek çok kişi transhümanizm çalışmalarının otoritelerce denetlenmesi gerektiği kanaatinde. Özellikle CRISPR gibi genetik alanındaki heyecan verici keşiflerle birlikte pek çok soru işareti gündeme gelmeye başlamıştır. Kimi araştırmacılar insan bedeninde yapılacak değişikliklerin doğanın dengesini bozacağını iddia ederken kimileri dengenin halihazırda bozulmuş olduğuna işaret ederek söz konusu teknolojilerin yaşamın devamı için gerekli olduğunu savunmuştur. Transhümanizme getirilen eleştirilerin bir diğer dayanağı da ürünlerin maddi boyutudur. Yukarıda değinilen yapay beden, bilişsel bilgisayar gibi son teknoloji ürünlerin kimler tarafından erişime açık olacağı tartışma konusudur.
Özetlemek gerekirse, fiziksel ve zihinsel olarak insan kapasitesini arttırma felsefesi olan transhümanizm, gelecekteki insan tasavvuruna dair pek çok ipucu vermekle birlikte çeşitli eleştrilere konu olmaktadır. İnsanlığın ölümsüz olma arzusunda temellenen transhümanizm kavramı “gelecekle ödüllendirilme” ve “gelecekle cezalandırılma” arasında gidip gelmekte, başka bir deyişle ütopik ya da distopik bir dünyanın izlerini barındırmaktadır. Bununla birlikte, transhümanizmin gözle görülemeyecek kadar küçük bir virüs tarafından dize getirilen insanlığın, doğadan almaya hazırlandığı bir çeşit intikam olduğu da ortaya atılan iddialar arasında. Yine de bilim dünyasındaki gelişmeler çok da uzak olmayan bir gelecekte transhüman bireyleri toplumda görebileceğimize işaret ediyor.
Comments